13:29 - Erdoğan dünyanın konuştuğu Sednaya Hapishanesi’ni işaret etti
10:49 - Bahçeli: İmralı ile DEM yüz yüze görüşmeli
16:18 - GESKON İzmir İl Teşkilatı Görevden Alındı
12:40 - Yurt dışı harç pulu dönemi sona eriyor
11:30 - Halep’te Şiddet Tırmanıyor: Muhaliflerden Kritik İlerleyiş
17:21 - Kocaeli’de Aile İçinde Cinayet: Baba, Oğlunu Öldürdü, Mahkeme Ceza Vermedi
15:51 - “Sahte Dolar Gündemi: Perde Arkasında Neler Oldu?”
11:03 - Uyku problemleri beynin yaşlanma hızını etkiliyor
10:16 - Yetkisiz çakara ceza artacak, bekçi üst araması yapabilecek
10:12 - Duruşma ambulans şoförü Gıyasettin’in itiraflarıyla başladı!
Merhaba Mehmet Ali Gündoğdu bu sizinle ikinci röportajım oluyor.
Türk sinemasında yüzlerce filmde emeği olup yasayan bir efsanesiniz.
Bize anılarınızı anlatır mısınız?
Okuyucularımdan yoğun istek üzere sizin Yeşilçam anılarınızı merak ediyorlar ve yazmamı istediler . Meğer seveniniz ne kadar çokmuş .
Tülay hanım öncelikle hoş geldiniz.Tabi anlatırım sevenlerime teşekkür eder selam sevgilerimi gönderiyorum.
İstanbul Ortaköy’de büyüdüm.Annem Malatyalı babam Ağrı Patnoslu.
Ailem çocuk yaşta babaannemin yanına verdiler.Çocuk yaşta sanata sevgim vardı,hatta bir gün arkadaşlarla oyun oynarken bir oyun kurduk kendi aramızda ben yönettim.O ara Ali Coban topcuydu bizi seyretmiş bana dediki amcan sinemacı neden seni yanına almıyor.Düşündüm Ali abi amcama sen söylesem ,Ali abi amcamla konuşmuş ertesi gün amcam yarın benimle gelecen dedi.Sevinçten havalara uçtum amcamın elinin öptüm o gece uyuyamadım .Sabah amcamla evden çıktık ilk defa sete gittik.Set kalabalık Belgin Doruk’u gördüm rüya görüyorum zannettim.Belgin Doruk amcama bu kim paşam dedi .Amcam yeğenim dedi,Belgin Doruk ne tatlı çocuk dedi beni öptü.Yeşilçama ilk adımı attım.Amcama uzun süre kamera ikinci kamera asistanlığı yaptım.Eski yıllarda İstanbul çok güzeldi,senet yoktu erkek sözü vardı.Fırınların önünden geçerken ekmek kokusu vardı O zamanların aşkı mezara kadardı.Sanat yapmak çok zordu. Ama yine güzeldi halaylar çekilirdi mahalle kabadayıları vardı.Eskinin herşeyi güzeldi.
Ben çok şanslıydım sinemada siyah beyaz filmde de çalıstım.Renkliye geçişte çalıştım Şimdi dijital çıktı devam ediyorum.
Tülay hanım evet anılara geçeyim sizi güldüreyim biraz .
Oyuncu yönetmenler
Yeşilçam altı sokaktı iki kahvemiz vardı , oyuncu yönetmenler orada toplanırdık.Herkes birbirini tanırdı zaten toplam o yıllarda altı yapımcı vardı.Arzu Film,Erman Film ,Seden Film , Erler film ,Ezerum Film, Ezerum Film sadece Yılmaz Güney’in filmlerini yapardı.Arzu Film komedi , diğerleri ask aksiyon filmleri yaparlardı zaten o yıllarda sanat vardı .Sanat birgün karanlığı aydınlatacak derdik.Şimdi sanat yok ki karanlıği aydınlatalım.
Sinemanın en iyi yönermenleri Ert Eğilmez ,Osman Faruk Seden,Menduh Ün,Halit Refik,Ali Özgentürk,Serif Gönen,Bilge Olgaç Allah bana bu insanların asistanlığını yapmayı nasip etti.Ustalardan çok şey öğrendim ustalarıma çok teşekkür ederim.Uzun yıllar Ertem Egilmez’in 10 asistanlığını yaptım en son birinci asistanlığa düştüm.O yıllar sanat yapmak zordu çünkü sinemada az solcu vardı hiç Kürt yoktu olsa da almazlardı .Bir Yılmaz Güney vardı.Ben kitap okumayı severdim.Kahvenin önünde oturup saatlerce kitap okurdum ve o yıllarda kitap okuyana kominist misin sen derlerdi.
Kitap okumayı sevmezlerdi hatta oyuncular beni severdi.bir tek beni sevmeyen Öztürk Serengil koyu ülkücüydü hatta kahve sahibine dedi ki bir daha bu çocuğu kahveye almayın kahveci sordu neden dedi.Belli bu çocuk terörist olacak en iyisi ağacı yaşken kesmek .Öztürk bey koyu Türkçüydü benimle çok uğraştı beni hiç sevmezdi.İşte o yıllarda ayakta durmak zordu.Ben bunlara inat yönetmen olmayı çok istedim.Yönetmen olursam bunlarla savaşmaya karar vermiştim.Ertem Eğilmez’in asistanlığını yaptığım yıllar Ertem ustam Türk Kürt ayrımı yapmazdı adam gibi adamdı.Allah rahmet eylesin.
Yıllar geçtikçe solcu aydınlar sinemada çoğalmaya başladı.
Benim o yıllarda daha çok heyecanla sinemada yönetmen seçmeye başladım .Ali Özgentürk devrimci bir yönetmendi onunla çalıştım ondan çok şey ve siyaseti öğrendim.
Birgün Arzu Film deyiz birkaç arkadaş konuştuk tiyatroya gitmeye karar verdik.Nejat Uygur’un Cibali Karakolu oyununu seyretmeye gidiyorduk tiyatronun önüne geldik iki polis hele durun gençler nereye gidiyorsunuz? Tiyatroya memur bey dedik bana bakarak ula senin bıyıklarını beğenmedim dedi neden diye sordum.Komünist bıyığı bir de karasın hemde Komünist karasın Allah bilir Kürtsün evet Kürdüm dedim bana bir tokat attı ,koluma kelepçe vurarak merkeze gidelim de ben seni sağcı yapayımda gör dedi ,ben dedim ki nasıl sağcı yapacaksın?Hele gel görürsün dedi.İlk gözaltını o zaman yaşamış oldum.
Ben Sokaktayım
Bir filme başlayacağız hazırlık yapıyoruz neyse filme başladık .Film için köpek lazım,Ertem ustam köpek hazır mı? dedi evet dedim köpeği getir dedi getirdim.Ustam köpekten istediği performansı alamadı.Bana döndü iki gün sana müsade köpeği eğit getir dedi,bu sahneyi iki gün sonra çekecem, iki gün sokaklarda köpeğe yalvararak birşeyler öğrettim.Kendim aç kaldım son paramla köpeğe tavuk aldım .İki gün sonra köpeği sete getirdim .
Ustam sorunsuz sahneyi çekti.Köpeği iyi eğitmiş sin ,söyle bakayım nasıl eğitin ne yaptın dedi.Ustam söyleyemem meslek sırrı dedim.Ustam yerinden kalkıp bana bir tokat attı git lan ibriği suyu havluyu getir lavaboya gidecem dedi.Ben tuvaletin kapısında bekledim ustam çıkınca eline su dökerdim ellerini yıkardı .Önceden ustaya saygı vardı ben böyle zorluklar içinde yönetmen oldum.
Şimdi her önüne gelen yönetmen oluyor biz 15 kişiyle koskoca sinema filmi çekerdik şimdi ise 60 kişiyle film çekiliyor.Sinema yönetmen sanatıdır ,kolay kolay yönetmen olunmuyor ben 15 yıl asistanlık yaptım yönetmen oldum.Şimdi sinemanın sesi den anlamayan eline senaryo alan biri yönetmenim diyor . Şaşırıyorum beni bırakın sosyal medya sayfalarını canlı konuşanım bile var.
Zaten iyi bir yönetmen insan ayrımı yapmaz ben hiç ayrım yapmadım.Allah’ımın her yarattığı canlıya sevgim saygım sonsuzdur.
Birgün erzurum
Filmdeyiz Yılmaz Güney siyah paltosu ile geldi bana Memo can derdi benim koğuş çayımı getir , koğuş çay demli çaya derdi.
Yapımcıyla konuşurken çayları verdim bir köşede oturup onların konuşmalarını dinledim .
Yılmaz Güney Türk Kürt kardeştir ben ayrım yapmam çünkü ben ezilen işçi sınıfının sanat savunucusu yum eğer Kürtler olmasa sanat olmaz çünkü ezilen Kürt halkı , ağıtlar bizde,yanık türküler bizde,mezara kadar süren aşklar bizde,acı çeken haksızlığın karşısında olan bizde,halaylar bizde,cezaevinde haksız yere yatanlar bizde,acıya gülen Kürt halkı ,ac kakan Kürt,haksızlığa uğrayan Kürt ,işkence gören Kürt, suçlu Kürt olmak.İşte ben böyle filmler yaparak sesimizi halka duyuracağız.
Sinemada iyi solcular vardı.Yılmaz Güney ,Kemal Sunal,Kemal farklı bir solcuydu para harcamazdı cimriydi ama iş bittikten sonra ,Taksim parkında garibanlara para dağıtırdı hep garibanların yanında olur gariban dostuydu.Kemal’i çok severdim iyi bir arkadaşımdı Tarık Akan iyiydi oda sosyete solcuydu severdim .Münir Özkul garip bir adamdı kimseye karışmaz sağcı mısın solcu musun diye sorduklarında benim sağım solum sinema derdi.
Adile Naşit benim sağım solum yok.Sağım kitaplarımı okumak solumda kuzucuklarım derdi.
En iyisi canım arkadaşım Kemal biz anamızdan sağcı solcu doğmadık sağım ağlayan halk solumda okumak derdi.
Okursak tüm insanlar aydınlar sorun çözülür derdi.
Yani Tülay hanım eskileri konuştukça içim acıyor .
Size söz üçüncü röportajıda yapacaz.Teşekkür ederim.
Sağolun ben teşekkür ederim.Efsane çok duygulandım sizi tanıdıkça sinemaya yaptığınız katkılar yönetmen olarak birikimleriniz taktire şayandır.Siz sanat camiasında kocaman bir çınarsınız.Yönetmenliğini yaptığınız birçok filmi beğenerek izledim ve sizin yönettiğiniz İlyas Salman’ın oynadığı Fakiro defalarca izledim.Hemşerim olarak sizinle gurur duyuyorum.İyi ki varsınız ve iyi ki sizi tanıma fırsatı buldum.
Son olarak röportaja eklemek istediğiniz birşeyler var mı?
Dünya’ya barış kardeşlik günesli bir Dünya sanat dolu yaşam dilerim.Seyircilerime selam sevgi ve saygılar…
Değerli okuyucularım bir dahaki röportajda görüşmek üzere sevgi ve sanatla kalınız.
Tülay ASLAN
Hürirade Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni