Yale Üniversitesi’ nde resmi adı ”İyi Olma Bilimi” olan bir ders olduğunu biliyor muydunuz?

Profesör Laurie Santos, mutluluk konusunda bütün bilimsel veriyi bir araya getirmiş ve mutluluk seviyenizi adım adım arattırılabilecek bir ders programı hazırlamış ve Yale Üniversitesi’nde okuyan her dört öğrenciden üçü bu dersi almış.

İnsan düşünmeden edemiyor “Keşke bizim üniversitelerde de olsa diye.”

Aslına bakacak olursak hepimiz sonsuz mutluluk ve hazarayışında değil miyiz?

Mutlu olmak için neler yapmak gerekiyor?

Öncelikle geçmişte yaşamamak ve olumlu olmak gerekiyor bunun farkında olalım ve her bir bireyin beslenme kaynağı farklı olduğunu bilelim.

Ayrıca yaşanan her şeyin bizi biz yapan bir değer olduğunun farkında olmalıyız. Fazla şikayet, keşkeler, beklenti ve belirsizlik üzüyor.

Bazen de teslimiyet gerekli. Olana yapacak bir şeyin olmadığını sadece izlemek gerektiğini bilmeliyiz. Olanı; öyle olması gerektiği için kabul edip yeni çözümler, yeni yollar bulmamız gerekiyor. Fakat bir o kadar da farkındalık lazım. Gelin bakalım…

Güçlü Yönlerinize Odaklanın

Başlangıçta güçlü yönlerimize odaklanmamız gerekli;  internet üzerinden “VIA Anketi’ne “ katılarak (Karakter Güçleri Envanteri (VIA-IS-P) karakterinizdeki güçlü yanlarınızı keşfedebilirsiniz. Ben katıldım ve birçok farkında olduğum güçlü yönümü bir kez daha teyit ettim. Öğrenme aşkı, çalışkanlık, yaratıcılık, disiplin, adalet ilk beşteydi. Ayrıca yapılan araştırmalara göre en güçlü dört özelliğinizi işyerinde uygulamaya koyabilmek; işinizde gelişmenizi, daha pozitif deneyimler yaşamanızı ve yaptığınız işi daha da sevmenizi sağlıyor.

Burada önemli olan kendinizi tanımak, güçlü yönlerinizi belirlemek ve her gün kullanacağınız durumlar bulmak ve ya yaratmak. Bu durum kişiliğinizi daha da zenginleştirecektir. Çalışmalar, bir kişi güçlü olduğu özelliklerini sıkça kullanırsa mutluluğun arttığını ve depresyonun azaldığını gösteriyor. Kendi adıma gün içerisinde severek yaptığım işin içerisine; mizahı, eğlenceyi, öğrenme aşkını, hareketi ve sakin anları yerleştirmeyi ihmal etmiyorum.

Deneyimlere Yatırım Yapın

Gelir seviyenizin bir önemi yok; yürüyüşe çıkmak ya da yeni bir yere yolculuk yapmak, kişiyi yeni bir şeyler satın almaktan çok daha mutlu eden yatırımlardır. Aldığınız eşyalar neredeyse onları satın aldığınız an “mutluluk değerini” kaybediyor. Diğer taraftan paranızı yeni deneyimler için harcamanın mutluluk açısından birçok faydası bulunuyor. Öncelikle deneyimin beklentisi daha fazla mutluluk ve sevince yol açıyor. (raftingöncesi, yamaç paraşütü öncesi gibi farklı deneyimler ya da tarihi bir yeri görmeden önceki adrenalin gibi veya yola çıkmadan önce uyku tutmaz ya işte o içsel mutluluk beklentisindendir.) Deneyimleri yaşadıktan sonra arkadaşlarınızla bu deneyim hakkında konuşmak, o an yaşadığınız mutlu anları hatırlamanıza sebep oluyor ve ilginçtir siz o anları anlatırken, sizi dinleyen arkadaşınızda mutlu oluyor (aynalama). Her yeni deneyim anıdır sonuçta. Yaş ilerledikçe anılarımızı düşünüp mutlu olacağız, aynısından var olan tişörtü aldığımızı hiç hatırlamayacağız.

Ayrıca; yeni eşyalara alışma eğilimi, deneyimler söz konusu olduğunda farklı şekilde işliyor. Deneyim olsun diye raftingyapmaya alışmak gibi bir durum söz konusu değilken;teknoloji, telefon yada bir ayakkabı aldığınızda hissettiğiniz sevinç seviyesinin anında azalmaya başlıyor.( bu durumun yaş ilerledikçe daha fazla farkına varılıyor.) bir kıyafeti alırken aldığım hazzı hiç düşünmedim ama yaptığım farklı bir deneyimi düşünerek bir ke çok mutlu oldum bu bir gerçek. Bir verip bin almak diye buna derim J

Tadını çıkarmayı öğrenin

Tadını çıkarmak, yaşadığınız deneyimi gözlemlemek ve takdir etmek için onun dışına çıkabilmektir. Yani olduğunuz anda kendinize üçüncü bir göz olarak bakın, o anı kendinizde fotoğraflayın ve içinde olduğunuz güzelliğin farkına varın. Böylelikle hem yaptığınızın farkında olursunuz hem de anılarınızın içinde o fotoğraf karesi yer alır.

Kendinize ödev verin; her gün tadını çıkaracağınız bir an bulmak gibi. Mesela; şuan içinde olduğum an gibi. Beni de mutlu öden bir köşe yazısı yazıyorum; bir tütsü kokusu, fonda hafif bir müzik yanımda çay ve kaktüsüm var. Gözlerimi kapattım içinde olduğum anı fotoğrafladım. Akşama kadar çok farklı şeyler yapacağım. Ve her değişimde anlık olarak içinde olduğum güzelliği kaydedeceğim hafızama. Bu çalışma olabilir, gezi olabilir, bir şarkı olabilir belki de koku… Ama emin olun negatif duyguları arttırıcı herhangi bir anı kaydetmek istemiyorum. Kaydetmiyorum da.

Bu mutlu anları tekrar tekrar yaşamak pozitif duyguları hissetmenizin süresini uzatacaktır. Aksilik o ki; insan zihni genelde acı veren, hüzünlü duyguları tekrar tekrar yaşar ve tekrar tekrar hüzünlenerek gözyaşı döker. Mutlu anları pek de düşünme eğiliminde değiliz. Burada düşünceleri yönetme becerisi devreye girmeli.

İyilik Yapın Ve Minnet Duygunuzu Dile Getirin

Bu kısmı hepimiz biliyoruz. İyilik kısmında kısmen “evet”yapmaya çalışıyoruz. Ancak minnet duygusunu dile getirmekte zorlanıyoruz. Bunun sebebini merak etmiyor değilim. Kibir mi yoksa karşıdaki şımarır düşüncesi mi? İltifat bile etmekten çekiniyoruz. Ya da iletişime mi kapalıyız? Birçok sebep sayabilirim.

Genel olarak kıymet biliyor ve sahip olduklarınıza minnet duyuyorsanız, mutluluk seviyenizde artıyor. Hatta şükür etme eylemine “kalbin cilalanması işlemi” deniyor. Kalbinizi cilalamak için öyle çok da emek harcanacak bir durum yok. Hayatınızda sahip olduğunuz beş şey sıralayın buna yenileri de eklenebilir. Listenizi düşünmek bile mutluluğunuzu arttıracaktır ve kötü sağlık belirtilerinizin önüne geçecektir.( mesela sağlığınız, sağlıklı bir çocuğunuzun olması gibi.)

İyilik yapmak da mutluluğu bulmanın başka bir yolu.( göstere göstere olandan bahsetmiyorum tabi ki) bir araştırmaya göre; başkaları için para harcamak kendinize harcadığınız paradan daha çok mutlu ediyormuş.

En önemlisi, daha mutlu hissetmenize yol açacak yeni alışkanlıklar edinin…

Mutluluk öğrenilir mi bilemem ama , “niyet, önemli” derim.

Saygılarımla

Süreyya Kocadağ

Sosyolog

Uzm. Aile Danışmanı- Dikkat Eğitmeni

Eğitim Danışmanı