SON DAKİKA

Milliyet Haberleri | Gündemi Yakından Takip Edin
Corona

Toru; “En Önemli Sermayem Geçmişimi Unutmamam”

Toru; “En Önemli Sermayem Geçmişimi Unutmamam”
Bu haber 13 Temmuz 2020 - 13:18 'de eklendi. 197.744 kez görüntülendi.

Şanlıurfa’nın sevilen simalarından genç iş İnsanı ve siyasetçi İbrahim Toru ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizin ilk bölümünü yayınlıyoruz. Keyifli söyleşimizin detayları haberimizde… Şanlıurfalı iş insanı ve siyasetçi İbrahim Toru, geçmişten bugüne olan hayat serüvenini Uygur Medya ile paylaştı. Hayat mücadelesi ve yaşadığı zorluklar, medya patronluğu ve siyasete giriş nedenlerinin hepsini bu söyleşimizde bulabileceksiniz.

11 kardeşin ikincisi olarak 1976 yılında Şanlıurfa’da dünyaya gelen İbrahim Toru, 11 kalabalık aile yapısının kendileri açısından büyük bir şans olduğunu ve bu günkü bulunduğu konumda kalabalık aile yapısının etkili olduğunu kaydetti.
Toru, hayatın zorluklarını adeta iliklerine kadar hissettiğini fakat bunun kendisini ve kardeşlerini adeta kamçıladığını ifade ederek şöyle konuştu; ““1976 Şanlıurfa Merkez Eyyübiye onikiler mahallesi kuyubaşı’nda dünyaya gelen Anne ev hanımı Baba esnaf olan bir ailenin çocuğuyum. 11 kardeşiz 10 erkek 1 kız ben de ailen 2 numarasıyım. Eğitim hayatıma Şair Abdi İlköğretim okulunda daha sonra ortaokul ve liseyi Gazi sesinde daha sonra Harran Üniversitesi’nde Elektrik Bölümü daha sonraki eğitim seviyemizi de Anadolu Üniversitesi İşletme yine Harran Üniversitesi’nde işletme dalında yüksek lisans yine Gazi Üniversitesine bağlı Ahmet Yesevi’den de yerel yönetimler ve Siyaset alanında yüksek lisans yaptım. 5. Üniversitemizde Şu anda şu anda iletişim ve medya bölümünü okuyorum. Tabiki daha sonraki okuma hevesimiz, bugünkü şartlarda yani 7 ve 8 sınıfa kadar ayakkabı boyacılığı yaptım.
Hamallık yaptım, zorluklar çektim. Ailemize katkı amacıyla da tabii ki bizim yaşımızda ki birçok kişinin o günkü şartlarda eskimodan tutun soğuk suya kadar, ondan sonra tatlı satışından tutun hamallığa kadar birçok böyle işler ile ilgili uğraştık. Ailemize katkı amacıyla o günkü zorluklarla büyüdük. İyiki yapmışız, çünkü hayatımızı olgunlaştırdı. Hayatın ne olduğunu anladık. Hiçbir zaman da ben özellikle Anneme babama aileme ve Kaderime de isyan etmedim.”
Kaderime her zaman razı geldim
İş İnsanı Siyasetçi İbrahim Toru, geçmişten bu güne kaderine her zaman razı geldiğini ve isyan etmediğini belirterek; “O günden bugüne kadar da her zamanda kaderime razı geldim. Tabii ki zorluk olmadan sıkıntı olmadan olmaz. Hele birde yokluk olduğu vakit en büyük sıkıntılarla biterse Tabii ki hayalimize bile bazı şeyleri geçerken aklımdan bile geçiremezdik. Tabiki eski günlerin anısı Mazisi çok çok iyi. Yokluk insanı olgunlaştırır pişkinleştirir. Yokluk daima kuvvetlendirir aile birlikleri arasındaki biriktirmeyi Ondan sonra samimiyetliği kucaklaşmayı uzaklaşmayı mazisiyle de dolu güzellikleri anlatır.
Tabi ki bugünkü şartlarda eski zamanımızla bu günkü şartlar arasında dünya kadar fark var. Toplumumuzda Maalesef iki özellik kalmamış. O iki en büyük hazine özelliğimiz bir sabır kincisi ise şükür. Toplumumuza maalesef gittikçe sabır kalmadı gittikçe de şükür kalmadı. Yani o yüzden de Her kişi kimse bulunduğu ortamı şükretsin ve imkânlarla ilgili dua etsin. Çünkü eski zamanları baktım vakit eski arabalardan Doğan SLX bile en meşhur en lüks arabalardandı. Yani her evde televizyon yoktu. Her evde telefon yoktu. Ve telefona normalde kablolu telefon televizyonlarda ise Normalde mahallede bir film oynandığı vakit günlük olarak TRT’nin o zaman 92’den sonra özelleşme oldu 93’den sonra o günkü şartlarda televizyonda bile bir film oynandığında Mahalleli gelirdi biri soğanını biri bulgurlu çiğköfte yapıp birlikte o filmi izlerlerdi.
Sabahları İstiklal Marşı ile okunurdu ve TRT’nin yuvarlak logosu halen ekranlardaki akıllardaki bilen bilir ve gece saat 12’de biter sabahta saat 6’da falan bazen kış ve yaz ortamlarda 6 ve 7 başlardı.”
Teknolojinin en üst seviyesini yaşıyoruz
Teknolojinin en üst seviyesini yaşadığımızı söyleyen toru, bunun nimetlerinden gerçek manada faydalanılması gerektiğini söyledi. Toru; “Tabiki eski zamanlara baktığımız vakit birçok yeni nimetler oldu, birçok yeni değişimler oldu. İnsanlarımız artık teknolojinin bilişimin şu an en zirvesini yaşıyor, en ufak çocuk bile artık telefonlar ile sosyal medyadan artık anlarını fotoğrafları paylaşıyor. Eski dönemlere baktığımız vakit, 36’lı 24’lü filmler vardı. Bir fotoğraf çektiği vakit birkaç gün sonra filmin yandı mı, yanmadı mı, güneşli mi surat eğri çıkmış gibi dertler vardı. Ama şu anda cep telefonuna bakıyoruz atık hafızada 10 binden 20 bine 100 bin tane fotoğraf çekilecek hafıza alanı var.
Eskiden Herkesin bir oyuncağı yoktu. Herkesin kendince bir anısı vardır Tabiki bizimde çocuktan kalma bir oyuncağımız yoktu. Allah rahmet eylesin televizyonumuzun televizyon ikinci başkanı olan rahmetli İbrahim amcam O zaman Kuveyt’e kamyonculuk yaptığı dönemde bize Mini bir raylı tren getirmiş ama sandıkta yani o gün ki ev sandığımızda, eski dönemlerde iyi bilir yine kışlık malzemelerin saklandığı sandıkta biz o oyuncağımızı saklardık. Biz çocuklar haftada ki o oyuncağımız çok kıymetlidir. Kardeşler arasında haftada bir onunla oynardık hatta oyuncağımızın pili bittiği zaman ne yapacağımızı şaşırırdık. O günler Tabi ki insanı pişkinleştirir. O günkü şartlarda En büyük idealimiz gençler yani 15 yaşındaki çocukların en büyük ideali bisikletti. Bisikletimiz olsun, biz biraderler ile biriktirdiğimiz bir para ile birlikte ayakkabı boyacılığından düşünün bugünkü şartlarda bir ayakkabı 1 TL’ye boyuyoruz. Biz beş tane ayakkabı boyası yaptığımız vakit, mutluluktan adeta uçardık. Bu günkü şartlarla 5 TL. aileye katkı olsun diye 2 ya da 3 lirasını aileye verirdik, düşünün o zaman da elleriniz simsiyah boyalı ondan sonra kokmuş bazen ayakkabıları görüyorsun insanlardan hele birde kırsaldaki çamurda köydeki gelen adeta bir ton çamurdan temizleme her şey dahil 1 TL’ye ayakkabı boyardık. Ama inanın hiçbir zaman isyan etmedik. Hayatımıza yön verdi ve bu durumlar bizler olgunlaştırdı ve Okula da giderken de hiçbir zaman da işte ben bu bahanelerin arkasına sığınmadım. Benim hayatta en çok sevdiğim derste matematik ve tarih oldu. Ders durumum iyi olduğu için genelde teşekkür ve takdir alırdım.
Ders notların takdir ve teşekkürle süslenirdi
Okulun en çalışkan öğrencilerinden birisi olduğunu söyleyen Toru, ders notlarının her aman yüksek olduğunu ve her dönem takdir ve teşekkür getirdiğini belirterek şöyle devam etti; “Okulunda en çalışkan öğrencilerinden birisiydim. Öğretmenlerimiz hem ahlaki hem de efendiliğimizden dolayı da özellikle velilerimizi çağırıp oğlunuzdan çok razıyız, memnunuz iyi bir aile terbiyesi almış topluma da İnşallah faydalı yaralı olacaktır şeklinde güzel dönüşler alırdık. Bir gün yine Ortaokul ikinci sınıftaydım, 7. Sınıftaydım bir matematik hocası, Sınıfta en yüksek notu alan bendim o günkü şartlarda, beni kaldırdı kaldırdıktan sonra dedi ki bu İbrahim Toru kardeşinizi alkışlayın. Dedi efendisin ve çalışkansın. Hocam bana dedi ki sana bir şey söyleyeyim hatta hocamın ismi halen aklımda Mahmut İmmet hocam 7. sınıfta beni ilk keşfedenlerden bir tanesi de oydu. Bana dedi ki, sen ileride gelecekte çok tanınmış büyük bir adam olacaksın. Hatta bende kendisine dedim ki hocam bırak büyümüşlüğü şu anlık ekmeğin derdine düşmüşüz deyince o da bana hayır dedi senin çevrenle ikili diyaloglarını görüyorum hem toplama hem insana verdiğin mesajlar var ben senin geleceğini gözlerinde gördüm.
Yine aynı dönemlerde çaycılık yaptığımız dönemde rahmetli babamla Çiftehan’da Kıraathanesi vardı. Yanımızda çalışan şu hafta İstanbul’da kendisi bir Ömer abimiz vardı. Ocağa geldiğinde diyordu ki, ben özellikle yani amcamlar dört kardeşlerdi Rahmetli babamın da ismi Hüseyin’di. Ömer abi yine bulunduğumuz ortamda dedi ki bu Hüseyin abinin çocukları gelecekte çok önemli yerlere gelecekler. Özellikle de İbrahim kardeşimizin ben öyle görüyorum geleceği çok parlak olacak.
Nasip kısmet, Rabbim kimsenin huzurunu bozmasın. Makam ile parayı şaşırtmasın. Toplumumuzun en büyük yaralanan bir tanesi zaten bu. Bazı insanlar çok seviyorsunuz ama makam sahibi olduktan sonra değişiyor. Fakirken ayrı bir halde yoksulken samimiyeti ayrı ama zengin olurken insanlardan uzaklaşıp telefona ulaşmak bile zor oluyor. İnsanlarla olan geçmişini maalesef unutmaya çalışıyor ve o geçmiş ile ilgili bir çizgi atmaya çalışıyor. Yani ben katiyen öyle bir insan değilim netice itibariyle geçmişteki yaşadıklarımı rahatlıkla anlatıyorum. Kısacası o günler beni bu günlere getirdi.”
Devamı Yarın….

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER