10:34 - Tolga Sarıtaş: Zeynep’in o hareketine eriyorum
08:25 - Fidan’dan F-16 alımı için açıklama!
20:45 - Bitcoin’den yeni bir rekor!
17:28 - Zelenskiy: ‘Hepsini kullanacağız’
17:24 - Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç’a ev hapsi cezası verildi!
20:09 - Doktor, hastayı taciz etti
20:07 - “Bugün Nevzat Bahtiyar da suçsuz olabilir”
17:03 - Bu defa da ‘özel tıp merkezi’ skandalı!
23:06 - ABD Kongre binasında hareketli anlar!
10:10 - Öcalan çağrısıyla gündem yaratan Bahçeli’den yeni hamle.
Bu bir konuşan fotoğraf hepimizde farklı hisler uyandıracak biliyorum…
Bu düzeni oldu bitti hiç sevmedim…
En fazla7 yaşında…
Nerede doğduğu önemli değil…
Sonuçta çocuk…
Yüce Yaradan’da bizi doğduğumuz yere göre ayırt etmiyor sonuçta onun gözünde hepimiz eşitiz.
Birilerinin çocuğuna aldığı oyuncağın kutusu.
Onu da almak için çöpün içine girdi.
Katlayıp kendi kutusuna koymadan önce dakikalarca inceledi.
Aklından geçenleri, hayallerini bilemiyorum.
Ama ben kendi düşüncelerimi biliyorum.
Çocukluk böyle mi yaşanmalı. Doğarken büyümüş çocuklar bunlar… Hayatları mecburiyetlerle dolu.
Bir yanda kullan-at çağı çocukları, diğer yanda kullanıp atanların, attıklarına bakanlar, onlarla hayallere dalanlar…
Kullan-at çağı çocukları şımarıklık, sıkılganlık ve doyumsuzluk içerisinde büyürken diğer tarafta bir tek oyuncağı, soğukta giyecek paltosu olmayan hatta şımaracak kimsesi olmayan çocuklar…
Kendi oyuncaklarımdan versem biliyorum oynatmayacaklar onu o çocuğa, yazda kış da okula gitmediği zamanlarda çalışıp para kazanması gerekiyor. Hastalanma lüksü bile olmayan bir çocuklardan bahsediyoruz.
Bu çocuklar bir gün büyüyecek…
Fotoğrafta gördüğünüz çocuk sadece içlerinden biri… Binlercesi mevcut sokaklarda…
Görmediğimiz, görmek istemediğimiz, görüp de çocuğumuzu sakladığımız, kendimizden uzak tutmaya çalıştığımız, iletişim kurmak istemediğimiz istismar edilen, farklı amaçlar için kullanılan bu çocuklar zaman içerisinde büyüyüp toplumun bir parçası olacak…
Büyümeleri ve toplum içerisinde var olmaları sorun değil. En doğal hakları… Esas sorun toplum tarafından dışlanıp, hor görülerek büyüyen bu çocukların düşünce yapıları ve karakterleri olacak.
Acımasız, zalim, sokakları iyi tanıyan ve çoğunun kaybedecek bir şeyleri olmayan bireylere dönüşecekler…
Şimdi düşünelim…
El bebek gül bebek şımartılarak büyütülen, her dediğini emir gibi yapılan, yokluğu görmeden, yokluk nedir bilmeden büyütülen çocuklar aynı zamanda büyürken toplum içerisinde yaşamaya da hazırlanabiliyor mu?
Bir yandan çocuk yaşta her türlü zorluğu görerek büyüyenler, diğer tarafta toplum kötü diyerek pamuklar içerisinde sarılıp sarmalananlar.
Yıllar içerisinde her iki grup içerinde yaşayanlar büyüyerek kendi toplumlarını oluşturacaklar.
Ve grubun dinamiklerini siz düşünün…
Bireysel olarak çok bir şey yapabileceğimizi düşünmüyorum. En fazla sevgi gösterip onları dışlamadan, iletişime geçip biraz da olsa toplum içerinde kabul görüldüklerini hissettirebiliriz.
Bu duruma böyle gelmiş böyle gider mantığı ile de çözüm olamayız. Çözüm tabi ki devlet destekli olmalı.
Çocukların, çocukluğunu dilediği gibi yaşadığı günlere…
Saygılarımla,
Süreyya Kocadağ
Sosyolog
Uzm. Aile Danışmanı-Dikkat Eğitmeni