14:24 - Şanlıurfa Jandarmasından Hırsızlara Darbe: Çalınan 6 Milyon TL’lik Elektrik Kablosu Ele Geçirildi
13:45 - İmamoğlu hakkındaki kararı işaret etti! Özgür Özel’den ‘kayyum’ sözleri: CHP harekete geçiyor
12:26 - Cinayeti Yangınla Örtbas Etmek İstedi, Jandarmadan Kaçamadı!
11:34 - Saraçhane’deki Gösterilerde Polis Memuruna Asitli Saldırı! İçişleri Bakanlığı’ndan Sert Açıklama
10:35 - Tutuklanan İmamoğlu’ndan ilk sözler: “Dimdik ayaktayım, asla eğilmeyeceğim”
15:05 - Bakan Yerlikaya Açıkladı: 9 İlde 343 Şüpheli Gözaltına Alındı
14:59 - Viranşehir’de Uyuşturucu ve Silah Operasyonu: 5 Gözaltı
13:46 - Şanlıurfa’da Kaçakçılığa Büyük Darbe: Milyonluk Operasyon!
13:32 - Şanlıurfa’da Bu Hafta: Şiddet, Kazalar ve Zehirlenme Vakaları Gündemde
Z kuşağı artık büyüdü neredeyse anne-baba olmaya başladılar. Sıra geldi Alfa Kuşağına yani 2010 yılının son aylarından itibaren doğanlar…
“Alfa kuşağından sonra ne geliyor? “ diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Her 15 ile 20 yıl arasında yeni bir kuşağın adlandırıldığı biliniyor. Bu koşullarda en yeni kuşak eli kulağında gelmek üzere… Yani Beta kuşağı…
Uzunca bir zamandır Z kuşağı ile çalışıyorum hatta neredeyse ergen olarak nesilleri tükenmek üzere. Çok şükür 🙂
Ailelerin çocuklarına tutum ve davranışlarını gözlemliyorum. Bu arada çocukların da kendi kendilerine olan tutum ve davranışlarını izliyorum.
Birçok ailenin çocuğundan bir beklentisi yok.
Ortak beklentisi ise çocukların kendilerini kariyer anlamında iyi bir yere getirmesi.
Sırf aileler çocukları, kendilerini bir yere getirsin diye çocuklarına hiçbir iş yaptırmıyor. Tanıdığım tüm aileler çocukları için her şeyi yapmaya hazır. Çocuklarda bunun inanılmaz şekilde farkında ve bu durumu çok iyi kullanıyorlar. Çocuklarımızın biz ebeveynleri kendi ihtiyaçları doğrultusunda kullandıklarını düşünmüyor değilim.
Gelelim; biz Y kuşağına yani ne anne-babasını ne de çocuğunu memnun edebilmiş nesle…
Hatırlıyorum, yatağımı düzeltmeden evden çıkamazdım. Evde aile ile birlikte ev işi yapılırdı. O dönemde de kendime ait bir odam olmasına rağmen, odama çekilme, yalnız kalma gibi bir lüksüm yoktu. Eve misafir geldiğinde; misafire çıkmamak gibi bir durum söz konusu değildi. Keyfi okula gitmemek, okulda öğretmenleri eleştirmek gibi şeyler asla yapamazdık.
Ders çalışmaya başlamadan önce birçok sorumluğumu yerine getirmek zorundaydım. Ya da aile fertlerinden biri bir şey yapıyorsa vicdanen kendimi yardım etmek zorunda hissederdim. Hatta ders çalışırken aile fertlerinden biri bir şey istediğinde, dersin başından kalkar, o işi yapar sonra geri derse devam ederdim. Şimdi soruyorum kendime neden böyleydi diye; her defasında cevabım değişmiyor. Büyüğümüze olan SAYGI’dan…
Şimdi bakıyorum, geçtim odasını toplamayı; boş bulaşık makinesine kirli tabağını bile koymak istemiyor. “Acaba böyle yaparken ne düşünüyorlar?” diye sormadan edemiyorum. Yoksa biz aileler de mi sorun var ya da görerek öğrenme yöntemi çok iyi çalışıyor. “Ah bu sosyal medya ve televizyon” demeden edemiyorum.
Sanırım Y kuşağı ve Z kuşağı arasında çok çok hızlı bir değişim oldu. Genç bir anne ve eğitmen olmama rağmen bu kadar hızlı bir değişimi aklım almıyor.
Alfa kuşağının Z kuşağından da zor olacağı bir gerçek.
Esas üzüldüğüm nokta; anne babaların kendilerini kurtarsın, aman eli ekmek tutsun diye okutmaya çalıştığı çocuklarda gayret ve çabanın olmaması.
Eğitim sisteminin hali için hepimiz bir şeyler söyleyebiliriz. Ancak olan her şeye rağmen ebeveynler yemiyor-içmiyor misali çocuklarına doğru kanallardan özel eğitimler aldırmaya çalışıyorlar.
Fakat çocuklarımız bunları görmelerine rağmen, çalışma öz disiplinini oturtup yapması gereken görev ve sorumluluklarını yerine getirmiyor.
Yani harcanan onca parayı, o parayı kazanabilmek için anne-babalarının çabasını, yorgunluğunu ve emeklerini hiç görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar. Bu durumu çocuklarımızda anne-babaya karşı merhametsizlik olarak nitelendiriyorum. Ayrıca gençlerimizde “beni dünyaya bana sorarak mı getirdin?” düşüncesi olduğu için; ben ne yaparsam yapayım ailem beni kabul etmek mecburiyetinde düşüncesi içerisinde olduğundan bu acımasızlığın bu kadar yoğun olduğunu düşünmekteyim.
Unutmayın şimdinin ergenleri, geleceğin anne-babaları siz olacaksınız. Muhtemelen sizin çocuklarınızın kuşağının adı da “GAMA” olacak. Kuşak, kuşaktan fena geliyor.
Yaşımız yeterse, sizlerin de anne-baba olduğu günleri göreceğiz elbette.
Sizi izleyip, çocuklarınızdan şikayetlerinizi zevkle dinleyeceğiz; “Bizim zamanımız da böyle miydi?” diye olan söylemlerinizi…
Saygılarımla,
Süreyya Kocadağ
Sosyolog
Uzm. Aile Danışmanı-Dikkat Eğitmeni
Eğitim Danışmanı