14:16 - Adana’da Sokak Ortasında Acı Bilanço: 3 Can Kaybı
06:36 - Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat Adliyeye Sevk Edildi
17:30 - Erdoğan’dan ‘İmralı’ çıkışı: “Talimat verdik! Sadece vakit ve planlama meselesi”
17:03 - Bakanlığın ‘yasak’ listesinden bu kez Trabzonspor çıktı! 2 bin 499 TL’ye satıyorlardı…
15:00 - İmamoğlu’ndan Isparta Belediye Başkanı’na ‘hediye Audi’ tepkisi:
18:22 - MAGAZİN “Murat Uygur, 10 Milyon Dolarlık Lüks Yatı Satın Aldı”
14:12 - Ferdi Tayfur’a veda
12:37 - Arabesk babasını değil prensini kaybetti
13:57 - DEM Parti’den İmralı açıklaması
13:29 - Erdoğan dünyanın konuştuğu Sednaya Hapishanesi’ni işaret etti
Yazar, bestekâr ve aynı zamanda müzisyensiniz. Peki, en çok hangisine yakın hissediyorsunuz kendinizi?
Aslında çocukluğumdan beri yalnızca iyi bir gitarist olmak istedim ama hayat beni önce besteci sonra da yazar yaptı ve hala bir şeylere evriliyorum. Bu değişken bir şey… Örneğin müzik grubumla bir aradaysam ‘tamam’ diyorum, ‘ben müzisyenim.’ Ama yalnız kaldığım zamanlarda da yazarlığım hortluyor ve kendimi klavyenin başında, dünyadan soyutlanmış bir şekilde yazarken buluyorum. Bu aralar yazarlık tarafım daha ağır bastı diyebilirim ama bunda müzisyenlik tarafında her şeyin benim elimde olmamasının da etkisi var. Sonuçta bir grubum var ve bir araya gelmek yeni şeyler üretmek tamamiyle benim elimde olan bir şey değil. Malum heavy metal de yapıyorsanız bu ülkede çok da mesai harcatmıyorlar zaten size!
Kitabınız “İdris’in Kulakları” nasıl çıktı ortaya? Neler anlattınız? Kitabın amacı neydi?
Kitap sonunda bir romana dönüşsün diye yazılmaya başlamadı, kendi yolunu kendi çizdi ve yazarlığın da en sevdiğim yanı bu. Bestelerimin sözlerini yazarken fark ettim yazmayı ne kadar çok sevdiğimi. Bu da zamanla bir bağımlılığa dönüştü. Devamında şiirler, kendimce yazdığım kompozisyonlar da kesmemeye başladı ve bir gece sırf yazma krizimi atlatmak için oturdum klavyenin başına ve İdris’in Kulakları’nın yaklaşık ilk yirmi sayfası çıkıverdi kendiliğinden. Sonra da sırf bu kriz anlarını atlatmak için devam ettim konuya ve bir yere kadar da gelince ‘e artık bu bir romana dönüşmeli’ dedim. O an öykücülüğümü de fark etim ve bir olay örgüsüne dönüştü. Bu yüzden bir deneme kitabı diyorum ben İdris’in Kulakları’na. Daha da zorlarsam eskizlerimden oluşan bir roman da denir ama genelinde bir hikaye mevcut. Korku ve travmalarından dolayı içinden geleni yapabilmesi yıllarını alan bir adamın hikayesi, biraz felsefe biraz da öyküleştirmeyle bir roman halini aldı.
Yeni kitap çalışmanız var mı?
Klasik roman olarak kaleme aldığım Se Rah da önümüzdeki günlerde yayında olacak ki benim ustalık eserim diyebilirim. Kitapta yarattığım karakterler öyle başına buyruk çıktılar ki olayın önünü ben dahi alamadım ve bu yüzden yazarken çok keyif aldım. Bununla ilgili de daha geniş bir söyleşi yapmak istiyorum aslında çünkü üzerine konuşulacak çok fazla şey var. Başlama süreci, gelişmesi ve sonucu gerçekten çok farklı bir eser oldu. Yaptığım şeyleri tavsiye etmeyi sevmem çünkü popüler anlayışa göre işler üretmediğimin farkındayım, böyle de olmak istiyorum ama Se Rah gerçekten başka bir eser oldu. Artık ayrıntıları sonra konuşuruz, umarım okuyanlar keyif alacaktır.
Hayalleriniz var mı?
Her ne kadar kendimce sanatçı olsam ve bir şeyler üretmeye çalışıyor olsam da salt entelektüel bir kafayla yaşayamıyorsunuz maalesef. Yapmak istediğim birçok şeyi yapıyorum, iş bundan sonra bunları daha da geliştirmek ve başlamaktan daha kolay hepsi. Ortaya çıkardığım her alandaki bir eser zaten kendi kendini geliştiriyor ve bana sadece kaleme ya da notaya dökmesi kalıyor. Ama hayatın matematiksel gerçekleri var. İş hayatımda daha iyi yerlere gelmeliyim ki yapmak istediklerimi de daha iyi yerlere getirebilmeliyim. Bunun dışında daha iyi bir yaşam, daha iyi bir toplum gibi hayallerimin de ütopyadan ibaret olduğunu bildiğim için şimdilik bunlarla sınırlandırıyorum.