16:05 - Serenay Sarıkaya’dan sert açıklama geldi, isyan etti!
09:00 - Sıla Doğu Boğaz manzaralı evinden paylaştı! “Ne güzel hayat”
21:28 - TÜRĶİYE İLE ENDONEZYA ARASINDA TİCARİ İLİŞKİLERİMİZ GÜÇLENECEKTİR
17:18 - SANKON ALMANYA TEMSİLCİLİĞİNE İŞ İNSANI YILDIRIM EMİRDOĞAN ATANDI
16:09 - Polis Şeyda Yılmaz’ın ölümü sırasında kameraya yansımıştı!
17:26 - Altının hızı kesilemiyor! Yeni rekorunu kırdı
13:43 - Narin Güran cinayetinde anne ve babaya tutuklama talebi
13:35 - CENGİZ ZIYPAK: Yıllardır hasret kaldığım sanat dolu yaşama kavuşmuş oldum
13:31 - Borsa, döviz, altında yön nereye kayıyor?
13:13 - Murat Uygur’un Yönetmenliğini Yaptığı Film Sinemalarda Yoğun İlgi Gördü
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, AB üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Altıncı Zirvesi sonunda kabul edilen ortak bildiride yer alan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin ifadelere tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, 10 Eylül 2020 tarihinde AB üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Zirvesi Sonunda Kabul Edilen Ortak Bildiri hakkındaki soruya yazılı cevap verdi.
“Fransa, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve GKRY’nin katılımıyla 10 Eylül 2020 tarihinde düzenlenen AB üyesi Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Altıncı Zirvesi sonunda kabul edilen ortak bildiride yer alan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin ifadeler, geçen sene olduğu gibi taraflı, gerçeklerden kopuk ve hukuki dayanaktan yoksundur.” İfadelerin kullanan Aksoy şunları kaydetti;
Yunanistan’ı uluslararası hukuka aykırı ve maksimalist deniz yetki alanı iddialarından vazgeçmeye davet ediyoruz. Gerginliğin azaltılması için Yunanistan’ın Oruç Reis araştırma gemimizin etrafındaki askeri gemilerini çekmesi, NATO’nun ayrıştırma inisiyatifine destek vermesi, Meis dahil Doğu Ege adalarını silahlandırmaktan vazgeçmesi ve Batı Trakya Türk Azınlığına yönelik son dönemde artan baskılarına son vermesi elzemdir.
Türkiye Doğu Akdeniz’e en uzun kıyısı olan ve AB’ye aday bir ülkedir.
Doğu Akdeniz’de diyalog ve işbirliğinin hakim kılınması için öncelikle Yunanistan’ın Türkiye ile önkoşulsuz olarak masaya oturması, Kıbrıslı Rumların Adanın ortak sahibi olan KKTC ile hidrokarbon kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi için gelir paylaşımı dahil işbirliği yapması, kendi dar görüşlü çıkarlarına AB’yi alet etmemesi ve AB’nin ve bahsekonu bildiriye imza atan diğer ülkelerin ise uluslararası hukuka ve AB müktesebatına aykırı olarak dayanışma kisvesi altında körü körüne izledikleri tek yanlı ve taraflı tutumlarını terk etmesi lazımdır. Dayanışma haklı olduğunda, haklıyla yapılır. Haksızla dayanışma olmaz.
Kaynak:TRT haber