SON DAKİKA

Milliyet Haberleri | Gündemi Yakından Takip Edin
Corona

Dikkat Eksikliği

Dikkat Eksikliği
Bu haber 13 Mayıs 2024 - 9:50 'de eklendi. 63.608 kez görüntülendi.

Dikkat Eksikliği

Çağımızın sorunu mu yoksa çağımızın hastalığı mı?

Hepimiz bir şekilde dikkat eksikliğinin zorluklarını yaşıyoruz. İşin inanılmaz tarafı “dikkat”e hepimizin hayatın her anında çok ihtiyacı var. Araba kullanırken, karşıdan karşıya geçerken, yemek yerken, yürürken… Kısacası dikkatimizin olmadığı yerde can güvenliğimiz bile tehlikede. Biz yetişkinlere de tavsiyem; teknolojiden uzak durmaya çalışmak, fırsat buldukça okumak, düzenli uyku ve elimizde hangi iş varsa veya her ne yapıyorsak o işe odaklanmamız lazım. Ayrıca araba kullanırken de mesaj yazmamak gerekli 🙂  Okuma yaparken kendimizle baş başa kalıp biraz zihnimizi arındırırken arka fonda “isfahan makamı” bir müzik olursa da size iyi gelecektir.

Biz yetişkinler bu durumdayken; çocuklarımız ne durumda gelin beraber bakalım. 

Çağın gereği olarak çocuklarımız teknolojinin içine doğuyorlar. Biz anne-babalarda biraz rahat edelim diye, kolay yemek yesin diye ilk günden veriyoruz eline teknolojiyi. Ekran bir bağımlılıktır. Kolaycılığa alıştırır. Beynin düşünmesine yeni bir şey üretmesine izin vermez. Çocuklarımıza hayal kurdurmaz. Sürekli değişen ekran sayesinde çocuğunuz elinde telefon yoksa diğer oyuncaklarından da arkadaşlarından da derslerinden de hemen sıkılır. Sürekli değişkenliğe sahip bir dopamin kaynağı var sonuçta. Bir de beslenme koşullarımız. Siz değerli ebeveynler nelerin zararlı olduğunu fazlası ile biliyorsunuz. Bu durumda çocuk istese bile; istediğinin yerine ikame edici farklı bir gıda vererek tutarlı davranışlarınıza devam edin lütfen 🙂 

Telefon, tablet gibi dokunmatik ekranlar kullanımı çok kolay olarak özellikle tasarlanmıştır. Çocuğunuzun bu tür aletleri kolaylıkla kullanması bir aşırı zekilik durumu değildir. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. 

Dikkat eksikliği, dikkat dağınıklığı veya dikkatin alt dallarından olan disleksi, diskalkuli, disgrafi gibi sorunlar genellikle ilkokula başlayıp okuma yazma öğrendiği zamanda otaya çıkmaktadır. Hiperaktivite ve dürtüsellik genellikle ilkokuldan önce hareketli mizaca sahip olduğu için hızlıca anlaşılır. 

Hiperaktivite için yapılması gerek bu enerjiyi doğru kullanmaktır. Uzmanlaşacağı bir spor alanına yönlendirmek, hem çocuğu sosyalleştirecek, hem toplum içinde nasıl davranması gerektiğini öğretirken özgüvenini yerine getirip spor disiplinini hayata uyarlayabilen bir birey olacaktır. Hiperaktif çocuğa öğretmemiz gereken nerede durması gerektiğidir. Sonrasında ona istediği hareket alanını sağlayabiliriz.

Ayrıca bu çocuklar ayakta, başağı, yan yatarak zıplayarak kitap okumayı veya ders çalışmayı isteyebilirler. Bırakın okuyorsa ona “öyle ayakta okunmaz, otur oku” demeyin. Sonra hiç okumaz.

Gelelim esas konu dikkat eksikliğine; bahsettiğim gibi birçok sebebi olduğu gibi birçok da tedavi yöntemi var. Bunların başında “ilaçlı tedavi” gelmekte. Ancak ilacın yan etkilerinin de olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Fakat bazı durumlarda kesinlikle ilaç kullanılmalı. 

Dikkat eksikliğini ilaçsız bir şekilde giderilebilecek durumlarda ise yani aşırı şiddetli olmayan durumlardan bahsediyorum. Bilişsel becerileri arttırarak yani; algıda seçiciliğin artması, işlem hızının artması, dikkatin, mantık-muhakemenin artması, hafıza çalışmaları, kelimeler üzerinden doğru okuma çalışmaları,  el-göz-beyin koordinasyon çalışmaları, takip ve odaklanma çalışmaları, kâğıt, kitap, sözel etkinlikler ve teknoloji ile zenginleştirilmiş çalışmalarla çocuklarımızda dikkat eksikliği giderilebiliyor. 

Ancak burada sürecin uzun olduğunu belirtmek isterim. Çocuğu getir-götür ebeveyne zaman zaman sorun olabiliyor. Tatiller vs. gibi durumlarda seanslar zamanı gelmeden sonlandırılabiliyor. Bu tür çalışmalardan sonuç almak istiyorsanız eğer her şeyde olduğu gibi burada da düzen çok önemli.

İlaçsız dikkat eksikliğinde çocuklarımıza alışkanlıklar kazandırmak zorundayız. Bu da süreci ister istemez uzatıyor. Alışkanlar zor kazanılıyor hele bir de bu doğru davranış alışkanlığı ise.

Ayrıca bizlerde şöyle bir durum var. Çocuğumuzun zayıf olan dersine gidip hemen özel ders aldırıyoruz. O dersin zayıf olma sebeplerini hiç araştırmıyoruz. Çocuğumuzun o derse karşı önyargısı mı var, öğretmenle iletişim mi kuramadı, odaklanma sorunu mu var? Kısacası çocuğumuz öğrenmeye hazır mı?

Eğer çocuğumuz öğrenmeye hazır değilse, dikkati, odaklanması, algılama hızı, doğru okuması, okuduğunu anlaması oturmadı ise istediğimiz kadar o derslerden özel ders alalım sonuç çok fazla değişmeyecektir. Sonuçta çocuğumuz öğrenmeye her kanalda hazır hale gelmesi lazım.

Saygılarımla

Süreyya Kocadağ

Sosyolog

Uzm. Aile Danışmanı-Dikkat Eğitmeni

Eğitim Danışmanı 

Fahri:Yazar

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER