İlişkiler başlar, belki devam eder belki de biter…

Nasıl başlar nasıl biter, aslında her ilişkinin gidişatı aynıdır.

Göz teması ile başlar ardından etkilenmeler, açılmalar, birbirinin tanıma süreci, alışkanlıklar ve birbirini tüketme süreci… Evli isek toparlar mıyız acaba çabası, evli değilsek biraz uzatma süresi ardından bitiş… ilişkileri devam ettiren de bitiren de bizim tutum ve davranışlarımızdır.

İlişkileri Bitiren Nedir?

Karşılanmayan beklentiler; evliliklerde ilişkilerde herkes birbirinden bir şekilde beklentiye girer, bazen birinin bizim yerimize düşünmesi bekleriz bazen de bizi düşünmesini, biz istemeden bize anlayış gösterip yardım etmesini özellikle de bebek olduğunda… Beklentilerimiz karşılanmadığında taraflar olumsuz düşüncelere girebilir.

Söylenen sözlerden aşırı etkilenme; çiftler arası konuşmalarda zaman zaman basit bir kelime bile abartılarak veya yanlış anlaşılarak ortaya bambaşka sonuçlar çıkartılabilir.

Kayınvalide-görümce-elti üçgenine önyargılı bakış; burası artık gelenek şeklini almış durumda. Bir soru sormak istiyorum acaba aynı kişiler kayınvalideniz, görümceniz değil de anneniz, kız kardeşiniz ya da kuzeniniz olsa bakış şekliniz aynı mı olacaktı? Söylenen her sözü yanlış anlamak üzere tetikte mi olunacaktı?

Senin ailen- benim ailem önceliği; sürekli bir öncelik, sürekli sen yaparsan bende yaparım mevzuu. Bitmeyen senin annen benim babam hikayesi. Hepsi tek ve biricik tabi ki değerliler. Eğer sizin amacınız orta yol bulmaksa bir şekilde bulursunuz.

Aile içi fiziki veya psikolojik şiddet; şiddetin her türlüsüne karşıyız, fiziksel şiddet başlı başına bir sorunken ki fiziksel şiddet bir acizlik göstergesidir. Aşırı konuşmak, her şeye kusur koymak, hiçbir şey yapmamak, hiçbir şey beğenmemek, yok saymak, ilgi göstermemek de bir psikolojik şiddet şeklidir. Zaman ayırmamak, birliktelik içerisinde karşı tarafı yalnız bırakmak. Bu tür tutum ve davranışlar da çiftler arasında soğumaya sebep olur.

Sürekli eskiden yaşanmışlıkları konuşmak; çiftlerden biri muhakkak eskilerden konuşmayı sever, tartışma anında hiç olmadık bir yerden yirmi sene önce yaşanmış bir mevzuyu ortaya çıkabilir. Size tavsiye bu yaşanmışlık olayını ardınızda bırakın geçmişe saplanıp kalmak yeni bir şey kazandırmayacak ve yaşamın tadı kaçacak. Yolumuza bakalım hayat hızlı geçiyor sonuçta. Güzel yaşanmışlıklar biriktirelim.

Sorumluluk almayan eşler; evliliğin ilk zamanlarında yani evlilik alışkanlığa dönüşünceye kadar her şey yolundadır çiftler üstlerine düşen görevleri yerine getirir. Arada karşılıklı denemeler olur yapmasam olur mu tarzında. Tabi ki olur ama bu süreklilik haline geliyorsa ve çiftlerden birinin iş yükü arttıysa sorun gerçekten büyür. Unutmayın yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızdan da sorumlusunuz.

Güvensizlik; esas sorunların başında gelir. İlişkide güvensizlik olayını genellikle kendine güvenmeyen kişi gerçekleştirir. Karşı tarafa eksik yaptığı şeyler olduğunun farkındadır ve kaybetmemek adına sürekli kıskançlık, güvensizlik, kıyafete ve öz bakıma müdahale, telefon kontrolü, takipler, kontroller devreye girer. Sonuç; hiç istenmeyen sonsuz olasılık içeren gelişmeler olur.

Saygı; karşılıklı saygının olmadığı yerde pek de bir şey olmuyor aslında. Toplum içerisinde incitecek bir söz, tartışma anında söylenen onur kırıcı söylemler, yapılan işe duyulmayan saygı bunlar başlı başına çiftlerin birbirinde açtıkları derin yaralar içerisindedir. Kişilerin yalnız kalmaya veya arkadaşları ile zaman geçirmeye de ihtiyacı vardır dönem dönem ancak bu süreç uzuyorsa da sıkıntılı, sürece tahammül edilmiyorsa da sıkıntılıdır. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.

İletişimsizlik;  sürekli konuşuyoruz, anlatıyoruz ama ne kadar anlaşılıyoruz. Sonuçta karşımızdakinin anladığı kadarız. Evlilik içerisinde belki her şey beraber yaşandığı için öyle fazla konuşulmaz. Sohbetler ayaküstü genel geçer, haber verme ve ihtiyaç giderme şeklinde olur. Oysaki çiftlerin karşılıklı oturarak belki bir sorunu masaya yatırmaları gerekir belki de kendilerini ifade etmeye ihtiyaçları vardır. İşte iletişimden kast ettiğimiz budur.

Değişim; olmazsa olmazımız. Süreç içerisinde her şeye bakışımız değişiyor. Bazen çiftlerden birinin hayat felsefesi değişiyor, kendince aydınlanma yaşıyor ve hayata yeniliklerle devam etmek istiyor. Burada değişime direnmek yerine desteklemeyi öneririm. Onun yanında, onunla birlikte…

Evlilik birliğin devamlılığı esas olandır. Bunu da belirtmeden geçmeyeceğim.

Hayatınızın güzelleştirmeniz dileği ile…

Saygılarımla,

Süreyya Kocadağ

Sosyolog

Uzm. Aile Danışmanı- Dikkat Eğitmeni