13:29 - Erdoğan dünyanın konuştuğu Sednaya Hapishanesi’ni işaret etti
10:49 - Bahçeli: İmralı ile DEM yüz yüze görüşmeli
16:18 - GESKON İzmir İl Teşkilatı Görevden Alındı
12:40 - Yurt dışı harç pulu dönemi sona eriyor
11:30 - Halep’te Şiddet Tırmanıyor: Muhaliflerden Kritik İlerleyiş
17:21 - Kocaeli’de Aile İçinde Cinayet: Baba, Oğlunu Öldürdü, Mahkeme Ceza Vermedi
15:51 - “Sahte Dolar Gündemi: Perde Arkasında Neler Oldu?”
11:03 - Uyku problemleri beynin yaşlanma hızını etkiliyor
10:16 - Yetkisiz çakara ceza artacak, bekçi üst araması yapabilecek
10:12 - Duruşma ambulans şoförü Gıyasettin’in itiraflarıyla başladı!
Süleyman Demirel döneminde Neşet Ertaş’a “devlet sanatçılığı” teklif edildi. O ise büyük bir alçakgönüllülük gösterdi. “Devlet sanatçısı olmak ayrımcılığa yol açar, ben halkın sanatçısı kalmayı tercih ederim” diyerek teklifi reddetti.
“Garip” mahlasını kullanan Neşet Ertaş’ı, 2010 yılında UNESCO, “Yaşayan İnsan Hazinesi” kabul etti. Aradan 1 yıl geçti, başka bir unvana daha sahip oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı tarafından “fahri doktora” unvanına layık görüldü. Bağlamadaki tavrı, eserleri derslere konu oldu.
Çocukluğundan başladı onun saz aşkı, ölene kadar sürdü. Sazını elinden, türküyü dilinden bir ömür bırakmayan “Bozkırın Tezenesi”, 25 Eylül 2012’de hayatını kaybetti. Ondan geriye hala dillerden düşmeyen türküleri, caddelere ve okullara verilen isimler kaldı. Mütevazi sanatçının mezar taşında şu sözler yer alıyor.
“Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp. Hakk’a bağlı. İncitme canı, incitme.”
KAYNAK:TRT HABER